Vidyadhara
yaşamı boyunca tasarımda aktif bir rol üstlendi. Tasarımla kişisel olarak
ilgilenmesinin kısmen sanattan aldığı büyük keyiften kaynaklandığına inanıyorum
- tasarım yapmayı severdi - ve sanatların taşıdığı temel mesajdan. "Yol
hedeftir" - sadece ne yaptığımız değil, nasıl yaptığımızdır
- yaşam sanatı ve sanat, zarafet, keyif olarak yaşam.
Tasarımdaki
doğrudan eli, bu aktiviteye doğrudan dharma öğretisi olarak verdiği önemden de
kaynaklanır - gurunun zihninin bir yansıması. Tasarımları geleneksel değildir
ve isteğe bağlı değildir. Dharma'ya bir ek değildir - yani biraz fazla paramız
varsa güzel bir poster yapalım veya bir nokta ve bir çizgi ekleyelim. Onlar
dharma'dır ve aynı zamanda dharma'nın iletilme biçimidir.
Kutsal dünyanın özünde, ilkel dilidirler. Aydınlanmış bir şekilde
uyandıklarında, uyanıklığın ilk homurtularıdırlar. Biz bunlara tohum
heceleri, işaret dili diyoruz çünkü bu işaretler ve semboller bir vajra
dünyasının doğduğu tohumlardır. Vidyadhara'nın tasarımları, doğrudan önceden
düşünülmüş seviyemize iletişim kurarak aktarım taşır. Antik çağlarımızda,
insanlar bazen sadece bir poster gördükleri için öğretilere önceden ilgi
duymadan bir dharma konuşmasına gelirlerdi. Belki de görüntü bir tür karmik
bağlantıyı ateşledi ya da sadece anlık, kişisel bir şekilde iletişim kurdu.
Vidyadhara
sadece bir şeyler yapmıyordu: bir dünya yaratıyordu. Bir keresinde
aydınlanmış toplumun öğrenci savaşçının uyanık zihin durumunu besleyen bir
ortam olduğunu söylemişti. Uyanık zihnin algısını fiziksel alanda
yakalayabilirseniz, fiziksel yerler ve alanlar iletimi tutabilir, taşıyabilir
ve uyanışı ateşleyebilir. Kutsallığın boşluklarının olmadığı çok yaygın bir ortamı
temsil ediyordu. Biz bu yaygın kaba Shambhala Kültürü diyoruz.
Kültür, Shambhala yaklaşımındaki en önemli upaya veya
yöntemdir çünkü büyük ölçekte dönüşüm getirir, tüm bir halkı yükseltir veya
alçaltır. Vidyadhara'nın nihai tasarımı,
meditatif durumdan kaynaklanan içsel iyiliğin temeline inşa edilmiş, tutarlı,
dönüştürücü, devrimci bir kültürdü. Doğuştan gelen iyiliğin ruhsal
gücüne drala adını verdi . Yarattığı Shambhalian kültürü, bir
yolu aydınlatan, ruhsal varlıkla dolu bir drala kültürüydü.